Başarı Hikayesi
Böylesine güzel ve başarı ile işletilen bir tatil beldesinden sizlere daha da bahsetmezsem inanın vicdan azabı çekeceğim. Çünkü buraya yıllardır gelirim. Genelde (iklimden dolayı) sezon başında ve sonunda gelmekten büyük keyif aldığım bu doğa harikası tatil beldesi inanın dünyanın diğer bir ucunda falan değil.
İLK KEZ GÖRDÜM
Bir tesisin çalışanları tam 7 ay boyunca (Nisan-Ekim) sürekli güler yüzlü olabilir mi? Güne başlarken sanki hepsine birer Xanax veriyorlar. Bu kadar sakin, bu kadar işini severek yapan çalışanlar grubunu inanın hayatım da ilk kez gördüm.
Odaları temizleyen personelden tutun, resepsiyon çalışanlarına, plaj görevlilerine kadar herkes bir harika. Hem de yıllardır. Buraya gelen misafirler gibi çalışanlarda buranın bağımlısı olmuşlar. Hangi yabancı turist aile ile konuşsam buraya en az onuncu gelişleri falan. Her gelişlerinde bir sonra ki yılın rezervasyonunu yaparak gittiklerinden buranın müdavimi olmuşlar. Fakat onlar benim gibi bencil davranmıyorlar. Fethiye Hillside'da geçirdikleri mükemmel tatilden çalışanlardan, yemeklerden, su sporlarından, doğanın denizin güzelliğinden o kadar çok bahsediyorlar ki mutlaka her geri gelişlerinde yanlarında birkaç yabancı aile daha oluyor.
Her yıl 29 Ekim'de kapılarını Nisan ayına kadar kapatan Hillside Beach Club'un hakkını vermek lazım. Görmediğim İtalyan ve Yunan adası kalmadı diyebilirim. Fakat inanın hiçbirinde buranın tadını, doğasını, denizinin güzelliğini bulamadım. Bugün hem yiğidin hakkını yiğide verdim, hem de Hillside'a karşı duyduğum vicdan azabından kurtulmuş oldum. (Tabi önümüzde ki sezon rezervasyonumu da yapmayı ihmal etmedim.) Keşke ülkemizde ki her tesis bu kadar başarı ile işletilse de turizm açısından sıkıntı çekmesek. Sahi neden Harvard'da okutuluyor da bizim üniversitelerimizde bu başarı hikayesi işletme ders olarak okutulmuyor? Bakın şimdi merak ettim.